07.05.2017
Şimdiye kadar hep çok ciddi şeyler yazdım. Ne kadar büyük
işler başarabileceğimi, başarmak istediğimi yazdım. Kendimi gördüğüm kadar
mükemmel, başarılı, zeki biri değilim ben. Bunun farkına vardım, öncelikle bunu
belirtmek isterim. Hee hala çalışıp çabalarsam, hayatımı yoluna koymayı
denersem iyi şeyler yapabilirim onu da biliyorum, onun da farkındayım. Dünyanın
kurtarıcısı ben değilim ama, geç de olsa öğrendim. Yattığım yerden birçok şeye
özeniyorum. Planlar kuruyorum ama anca aklımda, gerçekleştirmek için çaba sarf
etmiyorum. Ben dünyadaki en tehlikeli insan türlerinden biriyim: Ben tembelim,
tembel bir hayalperestim. Çoğu zaman depresif, soğuk yüzlüyüm. Çok şey isteyip
almak için yerinden kalkmaya mecali olmayan bir kaplumbağayım. Kalan
zamanlardaysa kaba saba ama bir saniye sonrasında şair ruhunu ortaya dökebilen
bir manyağım.
Önceden bir varlık ya siyah olabilir diyordum ya da beyaz.
Alın işte kendimden haberimin olmayışının ispatı. Ben gökyüzündeki griyim. Daha
yeni yeni öğreniyorum. Daha yeni yeni görüyorum. Daha yeni yeni büyüyorum.
Değişiyorum denir mi bilmiyorum ama gelişiyorum. Her geçen gün acıyla,
yalnızlıkla, huzurla ve neşeyle kendimi bulmaya devam ediyorum. Ben evrenim,
ben sonsuzum, ben göz kamaştıran ışık, etrafını görmeyi engelleyen karanlığım.
Ben büyük konuşup, küçük hareket eden, yazarak kendini bulmaya çalışan, ben
zamanın her saniyesinin öğrencisi olan küçük bir kızım.
Çok ben demişim, çok fazla kendimi anlatmaya çalışmışım gibi
gelebilir size, aslında öyle de. Birinin yazdıklarını gerçekten anlayabilmek
için az çok yazan kişiyi de anlamak gerekmez mi ama?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder