Oysa
zaman yaşamın kendisiydi. Ve yaşamın yeri yürekti. İnsanlar zamandan tasarruf
ettikçe, zaman azalıyordu.
Momo, çocuklar için
yazılmış bir kitabın bile diğer insanlara neler katabileceğini gösteren en iyi
örneklerden biri. Basit bir dille yazılmış, kolay anlaşılabilir olmasına rağmen
içinde barındırdığı düşünceler ve yaptığı eleştiri muazzamdı. Ne yazık ki benim
bu kitaptan Pegasus basana kadar haberim olmamıştı.
Kabalcı Yayınevi kapanıp kitabın
haklarını Pegasus aldıktan ve kitabı bastıktan sonra herkes etrafta Momo diye sayıklamaya başladı, etrafta
bir Momo furyası dönünce de alıp bir bakayım neymiş bu Momo dedim. Ben genelde korkarım çünkü, bir kitabın çok fazla
reklamı yapılıyorsa içinin boş olma olasılığı yüksektir. İçim rahat
söyleyebilirim ki bu kitap onlardan biri değil. Böyle kitapları okuduktan sonra
evi çocuk kitaplarıyla doldurasım geliyor. Anlatmaya çalıştığı şeyler her
yaştan insana hitap eden türde. O yüzden okuduğunuza pişman olmayacağınızın
garantisini verebileceğim kitaplardan. Umarım kitaplığınıza katarsınız Momo’yu
ve onun yolculuğunu.
Kör
biri için gökkuşağının renkleri ve sağır biri için kuş sesleri nasıl boşunaysa,
yürekle algılanmayan zaman da öyle boşa gider, kaybolur. Ama ne yazık ki düzgün
atmasını bildiği halde kör ve sağır olan nice yürekler vardır.