İstanbul
benim için, evin penceresinden görünen inşaat manzarası demekti.
Okuma tarzımı biraz değiştirmeye ve Çağdaş Türk
Edebiyatı ile tanışmaya vermeye karar verdim bu aralar. Antabus da bu yoldaki
ilk adımlarımdan biri oldu diyebilirim, iyi de oldu. Yürek burkan bir hikaye
anlatmış bize Seray Şahiner, tecavüze uğramış, kendinden yaşça büyük biriyle
evlendirilmiş, sevmiş ama bir türlü sevilememiş bir kadının hikayesi, şuan
içimizden birinin hikayesi. Kitabın en kötü yanı bu, maalesef bu kadın yaşadı,
yaşamaya devam ediyor. Okuyanı en çok etkileyen tarafı da bu sanırım, yani en
azından beni en çok etkileyen tarafı bu.
Farklı bir anlatım tarzına sahipti kitap, birden
fazla sonu var olayın, benzetmeler de eşsizdi. Mümkün olsa da herkese okutabilsem
bu kitabı. Yüreği taşlaşmaya, gözleri kör olmaya başlamış insanlar okusa böyle
şeyler belki çok geç olmadan kurtarabiliriz onları. Böyle yazarlar gördükçe ben
umutlarım saklamaya devam ediyorum çünkü biliyorum bir yerlerde hala konuşan,
yazan ve toplum için çabalayan insanlar var…
Gaddarın
suçu zulmettiğinde araması yüzsüzlük mü kendini bilmezlik mi kolay kolay
anlaşılmıyor.