Hiç bırakıp
gitmek istedin mi? Şimdiye kadar biriktirdiğiniz her şeyi; insanları, acıları,
hayal kırıklıklarını… Mutlu mutsuz ne varsa hepsini koyup çuvala ağzını da
sıkıca bağlayıp atıp kocaman boş bir arazinin ortasına koşarak uzaklaşmak
istedin mi? Seni hiç tanımayan kişilerin içinde yeni bir hayat kurmayı düşledin
mi?
Zor ama
işte... Korkuyorsun, cesaret edemiyorsun. Gittiğin yerde daha kötüsüyle
karşılaşma ihtimalini düşünüp vazgeçiyorsun. Ne olursa olsun bırakamayacağım
insanlar var diyorsun, bilmediğim bir yerde nasıl yaşam süreceğim diyorsun,
aynı şeyleri baştan yaşarsam bu sefer dayanamam diyorsun, diyorsun da diyorsun
işte kardeşim. Kısaca alışkanlıklar bırakmıyor paçanı, sen de konumunu bırakıp
gidemiyorsun. Alışmak öldürüyor, fark etmiyorsun. Diyorsun ki senden başka
kimse mi üzülmedi bu hayatta? Kimse gözyaşı dökmedi mi? Sonra da mutlu olduğun,
eğlendiğin, güldüğün anları düşünüyorsun. Bunları hiç biri, içinde koca bir öküz
gibi dolaşıp duran gitme isteğini bastıramıyor ama. Kandırıyorsun kendini o
kadar, hem de defalarca. Neden mi? Dedim ya korkuyorsun çünkü çok korkuyorsun. Kafanda
milyonlarca kötü senaryo dolaşıyor. Ama hep kötü dolaşıyor işte. Bilmiyorsun ki
bir kere kalkıp gitsen, şöyle yanına en sevdiğin üç beş mısrayı alsan, birkaç tane
kitap atsan valizine, yürümekten ayağını acıtmayacak bir tane ayakkabı, bir de
bol bol su alsan yanına güzel olacak hayat, çok güzel olacak.
Evet, zor
demiştim. Hiçbir yenilik kolay olmaz ki zaten. Ama bir kere kalkıp yola çıksan,
gittiğin yeri beğenmezsen, bu sefer kalkıp başka yere gitmen çok daha kolay
olacak. Daha önce yapmış olacaksın aynısını değil mi? Nasıl yapılacağını
bileceksin bir kere. Mutsuz olursan gittiğin yerde, en azından senin seçtiğin
şehirde mutsuz olacaksın ve gülersen ağız dolusu, bu tamamen senin başarın
olacak.
Bir valize, üç beş de mısraya bakar tüm bunlar. Hee, bir de biraz
cesarete…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder