Hayattaki aşırı düzensizliğin
başlıca nedenlerinden birisi herkesin hayatta iyi bir düzen kurmaya çalışması,
fakat hiç kimsenin hayatın kendisini düzene sokmak istememesidir.
*
Kitap
Finlandiya’nın nasıl kendini yeniden yaratmaya çalıştığını anlatıyor denebilir.
Aydınların, halkın cehaletini kırmak için neler yaptıkları, halk fakirlikten
kırılırken nasıl bir mücadele içinde oldukları Rus bir yazarın ağzından
aktarılıyor bize. Beni en çok etkileyen şeylerden biri, insanlar aç dolaşırken
bile gazete alıp okumaya, her daim kafalarını dinç tutmaya çalışmaları oldu.
Okumaya ve okuyanlara çok değer veren bir ülke olması belki de onların en büyük
avantajlarından biriydi.
Finlandiya’nın
büyük çoğunluğu bataklıklardan oluşuyormuş zamanında. Bu insanları
vazgeçirmemiş ama. Halk yılmamış, kayaları kırıp bataklıklara götürmüşler ve
yıllar içinde o bataklıkları verimli topraklara çevirmişler.
Halkın
aydın, okumuş, görmüş geçirmiş kesimi diğerlerini bilinçlendirmek için elinden
gelen her şeyi yapmışlar. Kenara çekilip halkı aşağılayanlar da olmuş ama
bunlar azınlıkta kalmışlar. Ülkeyi ilerletmek için her kesimden insan ele ele
vermiş yani. Kitabı okuduktan sonra Atatürk’ün neden okul müfredatına koymak
istediğini gayet iyi anlayacaksınız.
İçi yakıtla iyice doldurulmuş
lamba ‘Ne yapmam gerekiyor?’ diye sormaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder