Eee… bazıları yaşar, bazıları yazar!
*
Bedirhan Toprak, daha önce duyduğum, başkasının kitabını okuduğunu
gördüğüm bir yazar değildi. Bir ara çokça uğradığım, küçücük dükkanında genelde
ikinci el ya da eski kitapları satan amca önermişti bana bu kitabı. 07.04.2015
yazmışım kitabın ilk sayfalarından birine, iki sene önce almışım yani ama yeni
okuyup bitirdim kitabı. O zaman, ilk aldığımda 50 sayfa kadar okuyup
bırakmışım. Kitabı anlamadığımı hatırlıyorum. Olay ne çözememiştim, sıkılıp
bırakmıştım. Buna rağmen birçok cümlenin de altını çizmişim. Geçenlerde tekrar
başlama kararı aldım dolapta öylece duran bu kitaba. İyi ki de başlamışım. Bir
aşk ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Vıcık vıcık, sevgi dolu, kavuşmalı
aşk romanlarından da değil kesinlikle. Eğer mutlu sonlardan hoşlanıyorsanız,
sevenler her zaman kavuşsun istiyorsanız sizi hayal kırıklığına uğratabilir bu
kitap. Benim kitabı sevmemin en büyük sebebi ise iki yıl önce başlayıp
anlayamadığım, iki sene sonra olmuş olduğumu bana göstermesi bence. İlerleme
kaydetmişim bunu fark ediyordum kitabı okurken.
**
Birinin, başka birinin sadece
varlığını öğrenmekle bile yanmış yıkılmış halde buluyorsam kendimi böyle…
sırılsıklam, hem de sırılsıklam!
Gerçekten değişik anlatım tarzına sahip kitap, cümleleri
anlamak kolay değil çoğu zaman ama okumayı kötü etkilemiyor. Hikaye de akıcı ve
merak uyandırıcı zaten, sizi sarıyor.
Asıl adamımız, kendinden yaşça küçük olan Fanfa’ya aşık
olur. İlk başlarda bunu kabul etmek istemez, sonraysa kendini ondan uzak tutmak
için bir çok şey yapar ama hiçbir zaman başarılı olamaz. Onu o kadar seviyordur
ki Fanfa’nın sevgilisiyle Çaka’yla oturup konuşmaya yemek yemeğe bile katlanır.
Fanfa, ona aşık olduğunu fark etmemiş gibi davranır, o da hissettiklerini ona
anlatır. Karşılık vermez tam olarak Fanfa, görüşmeye de devam ederler. Aynı iş
yerinde çalışıyorlardır zaten, adamın onu görmeme gibi bir şansı yoktur.
Onun sevgisi öyle basit değildir. Sahip olmak ister Fanfa’ya
ama sahip olmak için sevmez, yanında olmak yeter. Güzeli güzel olduğu sever
yani, onun olduğu ya da olacağı için değil. Örnek bir sevmek onun ki, şimdinin
kolay vazgeçişlerine karşı bir duruş, elini dahi süremeyeceğini bilse de
ruhundan tutuştur onun sevgisi…
Yanaklarımı basan kandı da garanti,
şu içime akan ne asıl?
***
Hala basımı olan bir kitap mı bilmiyorum. 2005 yılına ait bir
basım benimkisi ve o zaman Bedirhan Toprak’ın editörlük yaptığı yazıyor. Şuan
ne yapıyor onu da bilmiyorum hatta yaşıyor mu bakmadım bile. Sadece çok sevdim
ben onu ve eğer varsa, eğer hala yazıyorsa
diğer kitaplarını da alıp kütüphaneme ekleyeceğim.
…edebiyat işte, çok da lüzumlu
değildi yani!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder