7 Ağustos 2017 Pazartesi

Panda’cığım



05.08.2017
Sevgili Panda;

İnsanlar bana kara olduğumu söylüyor. Farkındayım Panda, biraz kararmışım. Mesela Panda, en sevdiğim kitaplar, sonu kötü bitenlerdir. Hayatta mutlu son olduğuna inancım tükendi çünkü benim. En sevdiğim mevsim de sonbahardır, hüznün mevsimi. En sevdiğim rengin mavi olmasına karşın geceyi gündüzden daha çok severim ben. Görmesem de maviyi, orada olduğunu bilirim, hissederim. Seni de çok severim Panda. Senin de dışında siyahlık var ama için güneşin doğuşu gibi göz alıcı bilirim. Benim içimse, seninki kadar aydınlık olmasa da ışıklı onu da bilirim. Nereden mi bilirim diye soruyorsun Panda? Mesela ben, ben kimsenin ağlamasıyla mutlu olmadım Panda. Kimsenin canını bilerek yakmadım, kimse benim yüzümden ağlasın istemedim Panda. Belki sokak çocuğu gördüğümde kafamı çevirdim ama gözlerim dolmasın diye çevirdim Panda. Bir de ben Panda, bir çocuğa hediye olarak oyuncak silah alınmasına hep kızdım.

Sevdim Panda, göstermedim, söyleyemedim ama sevdim. Özledim ama sustum. Ben kötü değilim, değil mi Panda? Belki dıştan biraz kararmış gözükebilirim insanlara ama içimi iyi tutmak için çok çabaladım.  Onların açtıkları yaralar, kansere dönüşmeden, üstlerine kabuk tutturtmak için çok çalıştım. Üzülmene gerek yok Panda. Acımıyorlar artık o kadar ama galiba o kabuklar yaptı benim dışımı kara.

Seni seviyorum Panda. Beni anlamasan da seninle konuşmayı seviyorum. En çok da anlamadığın için seviyorum çünkü o zaman istediğim kadar çok sevdiğimi söyleyebiliyorum. Ben böyleyim Panda, uzağım insanlara. Olan biten her şeyi kendi kendime yaşıyorum. Kimse dokunup da hissetmesin diye o kabuk tutmuş yaraları, böyleyim. Zor olup olmadığını mı merak ediyorsun? Oluyor elbet Panda. Bazen birine sarılmayı istiyorum, açıyorum kollarımı, sonra, sonra vazgeçip indiriyorum Panda. Hâlbuki ne çok ihtiyacım var sarılmaya bir bilsen Panda. Bak sana da sarılamıyorum ki, uzaktasın sen de Panda.


Hadi Panda, artık gitmem lazım. Beni seninle konuşurken görmeden birileri gitmem lazım. Seninle konuşurken takmadığım kaba maskemi takıyorum, bakma sen, görme o maskeyi. Hoşçakal Panda. Tekrar ne zaman gelebilirim bilmiyorum. Sana sırtı dönük durmayı da sevmiyorum. Koşarım ben şimdi Panda, hoşçakal…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder