22 Şubat 2020 Cumartesi

İzleyelim O Zaman...


Hayatımın o an için çok zor ve acı verici olduğunu düşündüğüm bir yılında, şuan en sevdiğim alışkanlıklarımdan birini kazandım. Dikkat dağıtıcı her şeyden uzaklaşıp sadece kendimle kaldığım anlara ihtiyacım vardı çünkü kalabalık ortamlardan, sürekli konuşan insanlardan bezmiştim. Başarısız olduğumu düşünüyordum ve kendi olmayı beceremeyen, yalnız kalmaktan korkan birine dönüşmüştüm. Kafamdaki bütün kötü düşünceleri bir kenara bırakıp güvenli bölge yaratmalıydım yoksa nefes alamayacak gibi hissediyordum. Bu yüzden haftada bir gün, tüm o bildirimlerden, mesajlardan, seslerden, yorumlardan uzaklaşıp film izlemeye başladım. Çok basit gibi duruyor aslında, sonuçta sadece oturuyorsun ve filmi izliyorsun. Bir süre sonra olayın bundan çok daha fazlası olduğunu keşfettim. Öncelikle erteleme alışkanlığımla savaşmak için iyi bir başlangıçtı: İzlemek istediğim bir sürü şey vardı ama ben yorgun olmamı, sınavları ya da arkadaşlarımla dışarı çıktığımı bahane ederek bu filmleri izlemeyi erteliyordum. Kendime her hafta pazartesi ne olursa olsun film izleyeceğime dair bir söz verdikten sonra ürettiğim bahaneleri daha net görmeye başladım. Altı üstü bir filmi izlememek için bile bu kadar bahane üretebiliyorsam, hayatımda daha önemli olan ama bana zor görünen işler için neler kurguluyordur beynim?

İkinci fark ettiğim olaysa alışkanlık kazanmanın aslında ne kadar zor olduğu. Bana keyif veren, beni neşelendiren, eğlendiren bir alışkanlığı kazanmak bile düşündüğümden kat ve kat zordu. Eylemsiz olmak, sadece yatmak varken bazı isteklere ve dikkat dağıtıcı etkenlere karşı direnç gösterip her hafta o filmlerin başına oturmak durup baktığımda beni gerçekten zorladı. Bir karar vermeye çalıştığınızda, bu durum için film izlemek ve izlememek, beyninizin bir tarafı sizi o filmi izlemeye diğer tarafıysa izlememeye itiyor. Hangi tarafın kazanacağı, sizin hangi tarafı daha iyi beslediğinize bağlı ki bu da bir enerji, diğer tarafa karşı direnç göstermenizi gerektiriyor. Bu yüzden yeni bir karar almaktansa zaten devam ettiği gibi yaşamını sürdürmek beyin için en kolay yol oluyor.

Fark ettiğim üçüncü şeyse yalnız kalmaya sandığımdan daha fazla ihtiyacımın olması. Kalabalığın içinde çaba sarf etmeden yaşamaya, yaşadığı sanıp savrulmaya alışmış olmak kendim olmayı unutmama sebep olmuş. Durup düşüncelerimi dinlemeye başlamak kim olduğumu keşfetmek için yeni bir fırsat yarattı. Kazanmaya çalıştığım yeni alışkanlık durup nefeslenmek için zamana ihtiyacım olduğunu anlamamı sağladı. İsteklerine, benliğine karşı daha duyarlı biri oldum diyebilirim bu alışkanlık sayesinde.

Basit bir alışkanlık kazanmaya çalışırken anlamlı şeyler de elde ettiğimi düşünüyorum ve geldiğim yere bakınca kendimle gurur duyuyorum. 2018’den beri her hafta düzenli olarak film izliyorum. Bunun yanında devam ettirmeye çalıştığım iki alışkanlığım daha var: Her gün ne olursa olsun kitap okumaya zaman ayırıyorum ve en fazla iki gün ara vermek şartıyla yazı yazıyorum. Ayrıca yeniden tek başıma dışarı çıkıp gezmeye başladım. Daha önceleri yalnız dolaşmayı çok severdim ama kalabalık ortamların etkisiyle tek olup bir şeyler yapmak korkunç görünmeye başlamıştı. Yalnız olabilme yeteneğimi tekrar kazandım ve bu ben mutlu ediyor. Yani film izleme günü yapmak art arda dizilmiş domino taşlarının ilkiydi benim için. O ilk taşı itecek gücü bulunca ardında çok daha büyük ve güzel taşlar olduğunu gördüm. İlk taşı ittim ve kafamı kaldırıp etrafa baktım neler değişiyor diye. Bugün biliyorum ki keşfedecek hala çok şeyim var.

Son olarak beni etkileyen, durup düşünmeye iten, olaylara bakış açımı değiştiren birkaç tane filmden bahsetmek istiyorum.



·      


  • Her: Yapay zekalarla insan ilişkilerine farklı bir yönden bakıyor film. Biri bana film önermemi istediğinde ilk aklıma gelen oluyor genelde. Joaquin Phoenix’i ilk bu filmle tanımıştım ki Joker’deki oyunculuğuyla da aşık olmuştum.












  • Gattaca: Benim de öneri sayesinde izlediğim bir film. Jude Law ve Ethan Hawke’ın hala genç olduğu zamanlarda çekilmiş ve bence hak ettiği kadar konuşulmayan bir film. İnsanların ne olabileceği, ne kadar yaşayacağı önceden belirlenirken bir adamın tüm sınırlandırmaların dışına nasıl çıktığını gösteriyor bize.








  • The Professor: Yolda arabayla gidiyorsunuz, önünüze yol ayrımı çıktı. Ya sağa gideceksiniz ya sola, hangisini seçeceğinizi nasıl seçersiniz?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder