17 Temmuz 2018 Salı

Tanrıyı Oynamak



Daha önce hiç hayallerinizde yarattığınız birine aşık oldunuz mu? Ben oldum. Kendim için istediğim mükemmel insanı yarattım düşlerimde, kafamın içindeki hayatımda, yaşamak istediğim masalsı dünyada… O mükemmellik öyle bir çekti ki beni içine, hayal kurdukça, kafamın içinde yaşadıkça, gerçek ana dönmek git gide zorlaştı. Orası, o insan, aslında hiç tanışmadığım, hiç var olmamış, hiç kanlanmamış biri beni, etrafımdaki herkesten ve her şeyden daha fazla mutlu etmeye başladı.

Karışımdaki kötü olan elementler bir bir ayrılmıştı ondan. Onunlayken yalan yoktu, gözyaşı yoktu, kibir, kapris, aldatma yoktu. Ve tüm bunlar aslında yalanın en büyüğüydü. Gerçek dünyada mükemmel yoktur çünkü. İnsanlar üzülür üzer, yalan söylerler. Hayal kırıklıklarıyla dolu yollardan yürürler çoğu zaman. Kırıkların oluşmasının asıl sebeplerinden biri de kişinin kendisiyken zaten. Bu durumda da hayaline aşık olmak, kendim için yarattığım kırık oldu. Bir hayal hem cennetin kapılarını aralayan anlarınızı hem de cehennemin gerçekliğine sokan anlarınızı oluşturabiliyor işte.

Belki de hikaye yazmaya çalışmanın kafamdaki zararı buydu: En sonunda kendim için de yazmıştım bir tane. İnsan kendi masalını oluştururken dikenler barındırsın ister mi hiç? İstemez tabi. Normalde kaçamadığım insanlar dikendi, ulaşamadığım yerler dikendi, geçtiğim yollar dikendi, oturduğum yerler dikendi ve ben bu dikenlerin hiçbirini almadım o hikayeye. Beni en iyi tanıyan insan tarafından bir hediye olarak gönderildi bu hikaye. Hikayenin sonundaysa ben uyandım.

İstemediğim her şey yerli yerinde duruyordu. Kurtulamamıştım onlardan ve aşık olduğum adam da ortalarda yoktu. O an, kaçamadığınız hayatınızla yüzleşmek zorunda kaldığınız o an sizi daha köyü bir ruh haline sokuyormuş. Hayale dalmadan önce bunu görememiştim. Kendi yazdığım hikayenin sonunu fark edememiştim. İnsanın kendini tatmin etmeye çalışırken yaptıkları ona zarar verebiliyormuş yani. Gülümsemek için yaratılan bir yüz, ona asla ulaşamayacağınızı hissettiğinizde gülümsemeyi söküp atıyormuş yerinden. Gerçeklerle karşı karşıya kalmak boğulmaya benziyormuş. Her ne kadar suyun kaldırma kuvveti olsa da yaptığınız yanlış hareket sizi dibe çekebiliyormuş.

Hayal kurmak zararlı olabiliyor yani. Ben ki aşık olma eylemine giremeyecek kadar bencil bir insanken Erosun kendisine ok atmasına sebep oldum. Ben kurduğum dünyadaki adama aşık oldum. Ben kendime aşık oldum. Şimdi, hayatımdaki hiçbir şey beni mutlu edemezken, gerçekliği acı dolu anlarında yaşamaya çalışıyorum. Bir daha o hikayenin, kurmaca evrenin içine girip çıkarsam çok daha kötü bir ruh hali bekleyecek beni biliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder