Daha önce hiç hayallerinizde
yarattığınız birine aşık oldunuz mu? Ben oldum. Kendim için istediğim mükemmel
insanı yarattım düşlerimde, kafamın içindeki hayatımda, yaşamak istediğim
masalsı dünyada… O mükemmellik öyle bir çekti ki beni içine, hayal kurdukça,
kafamın içinde yaşadıkça, gerçek ana dönmek git gide zorlaştı. Orası, o insan,
aslında hiç tanışmadığım, hiç var olmamış, hiç kanlanmamış biri beni,
etrafımdaki herkesten ve her şeyden daha fazla mutlu etmeye başladı.
Karışımdaki kötü olan elementler bir
bir ayrılmıştı ondan. Onunlayken yalan yoktu, gözyaşı yoktu, kibir, kapris,
aldatma yoktu. Ve tüm bunlar aslında yalanın en büyüğüydü. Gerçek dünyada
mükemmel yoktur çünkü. İnsanlar üzülür üzer, yalan söylerler. Hayal kırıklıklarıyla
dolu yollardan yürürler çoğu zaman. Kırıkların oluşmasının asıl sebeplerinden
biri de kişinin kendisiyken zaten. Bu durumda da hayaline aşık olmak, kendim
için yarattığım kırık oldu. Bir hayal hem cennetin kapılarını aralayan
anlarınızı hem de cehennemin gerçekliğine sokan anlarınızı oluşturabiliyor
işte.
Belki de hikaye yazmaya çalışmanın kafamdaki
zararı buydu: En sonunda kendim için de yazmıştım bir tane. İnsan kendi
masalını oluştururken dikenler barındırsın ister mi hiç? İstemez tabi. Normalde
kaçamadığım insanlar dikendi, ulaşamadığım yerler dikendi, geçtiğim yollar
dikendi, oturduğum yerler dikendi ve ben bu dikenlerin hiçbirini almadım o
hikayeye. Beni en iyi tanıyan insan tarafından bir hediye olarak gönderildi bu
hikaye. Hikayenin sonundaysa ben uyandım.
İstemediğim her şey yerli yerinde
duruyordu. Kurtulamamıştım onlardan ve aşık olduğum adam da ortalarda yoktu. O an,
kaçamadığınız hayatınızla yüzleşmek zorunda kaldığınız o an sizi daha köyü bir
ruh haline sokuyormuş. Hayale dalmadan önce bunu görememiştim. Kendi yazdığım
hikayenin sonunu fark edememiştim. İnsanın kendini tatmin etmeye çalışırken
yaptıkları ona zarar verebiliyormuş yani. Gülümsemek için yaratılan bir yüz,
ona asla ulaşamayacağınızı hissettiğinizde gülümsemeyi söküp atıyormuş
yerinden. Gerçeklerle karşı karşıya kalmak boğulmaya benziyormuş. Her ne kadar
suyun kaldırma kuvveti olsa da yaptığınız yanlış hareket sizi dibe
çekebiliyormuş.
Hayal kurmak zararlı olabiliyor
yani. Ben ki aşık olma eylemine giremeyecek kadar bencil bir insanken Erosun kendisine
ok atmasına sebep oldum. Ben kurduğum dünyadaki adama aşık oldum. Ben kendime
aşık oldum. Şimdi, hayatımdaki hiçbir şey beni mutlu edemezken, gerçekliği acı
dolu anlarında yaşamaya çalışıyorum. Bir daha o hikayenin, kurmaca evrenin
içine girip çıkarsam çok daha kötü bir ruh hali bekleyecek beni biliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder