18 Ekim 2017 Çarşamba

Yoruldum

Bir şeyler ovalayarak çıkarmaya güç kalmadı artık kollarımda. Olacaklar için çabalamaya, olamamışları silmeye çalışmaya dermanım yok. Artık istiyorum ki bir şeyler bana gelsin. Ben yolda yürüyeyim, onlar da yolun üstündeki sokak lambaları gibi beklesinler beni; dik, etrafa ışık saçarak. Ben geçerken onları görememem imkânsız olsun. Keşke her şey benim istediğim gibi olsa, olsa da biraz rahat etsem. Çöp kovalarını karıştırmaktan yoruldum. Kötü kokuların üstüme sinmesinden, istediğimi almak için kirlenmekten yoruldum. Yaşamaktan yoruldum…

Dokunduğum her dal bana acı verecekmiş gibi hissetmek yıpratıyor beni. Sürekli bir korku çukurunun içindeyim. Güven duygum parçalanıyor, tıpkı tutunup yukarı çıkmaya çalıştığım çukurun duvarları gibi. Çabalamak bazen daha dibe batırıyor ama bazen de o duvarlardan düşen yıkıntıları ayağımın altına alıp yükseliyorum. Yoruldum diyorum, yoruldum diye bağırıyorum kimse duymasa da, yine de kendimi kurtarmaya çalışmaktan vazgeçmiyorum. Daha çok kokuyorum o çukurun içinde, daha çok kirleniyorum, ellerim daha çok acıyor. Yaşamak boğulmak gibi hissettiriyor, boğulursam da denerken olsun diyorum acıya acıya ellerim tırnaklarımı geçiriyorum duvarlara.


Böyle işte… Her ne kadar istesem de yattığım yerden sonuca ulaşmayı, olmuyor, bitmiyor işkence. Bazen bırakıp gidesim geliyor her şeyi, sonra diyorum ki nereye gideceksin ki? Oturuyorum oturduğum yere uğraşmaya devam, çukurun içinde debelenmeye devam, ilk önce korkuyu yenmeli çünkü kurtuluşa ermek için…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder