23.09.2017
Başka çaresi
yoktu:
Yıkması gerekiyordu
ağacı
Soldurması gerekiyordu
gülleri.
Yapraklar,
tohumlar düşmemeliydi ki yere,
Yeniden yeniden
çıkmasınlar artık.
Yeşermemeliydi
bu bahçe
Öyle istemişlerdi.
Neden diye
soramıyordu
Çünkü yasaktı
sormak
Sormak değil
belki de düşünmek, düşündürtmek.
Başka şansı
yoktu bahçıvanın
Almıştı eline
kesici aletleri.
Önce gülen
yüzlerden başladı
İnsan mutlu
olmazsa hep mutlu olmayı düşünürdü,
Başka şeylere
fırsat kalmazdı, biliyorlardı.
Sonra cesaret
dallarını kırdı ormandan
Sonra aşkı,
sonra kardeşliği…
Tek tek
hepsini aldı ormanın içlerinden
İyi olan
şeylerin gitmesini istemişlerdi
Başka şansı
yoktu bahçıvanın.
Geriye sadece
Ufak cılız
bir otta umut kaldı,
O kadar
ufaktı ki görememişti bahçıvan,
Görse onu
da alırdı.
Başka şansı
yoktu çünkü, öyle söylenmişti.
Bahçıvan fark
etmemişti ama o cılız ot
Belki on
belki yüz yıl sonra
Ama eninden
sonunda bahçıvana başka şans yaratacaktı
Henüz o
dalları kestirenlerin bundan haberi yoktu,
Bahçıvanın bundan
haberi yoktu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder